26.11.2011

Dağdan Vazgeçtim, Küçücük Bir Tepem Bile Olmadı



Kızımın girişimiyle yakın geçmişte kısa bir tatil olanağım oldu ama termalle ilk tanışmama vesile oldu bu tatil. Kaplıcanın şifalı sularında güzel bir dört gün geçirdik. Otel sakindi, hizmet güzel, ortamsa harikaydı! Son gün karınca sürüsünü andıran yoğunlukta gelen konuklarla ortamın güzelliği yok olmuştu. Asansörün önünde dakikalarca beklemek bile tatilin tadını kaçırmaya yetmişti.
Konuk yoğunluğunun tatil amaçlı olmadığı çok belli oluyordu da asıl nedenini öğrenmem gecikmedi. Termal suyunun bulunduğu evlerin devre mülk olarak satışını gerçekleştirmek için yol parası ederinde yurdum insanlarının çok çeşitli illerden toplanarak, otobüslerle beş yıldızlı otelde ağırlanarak, imzayı alarak, satışı gerçekleştirme hevesinden kaynaklandığını öğrendiğimde son gecemizdi, yoksa o yoğunlukta tatile devam etmek, insanın kendisine işkence yapmasından başka bir şey olamazdı.
Açık büfe kahvaltımızı yaparken hemen yanı başımızdaki masadaki bayanların havasından, masamızda üşümeye başlamıştım! Görevliyi çağırarak çay istemesinden duyduğum rahatsızlığı bastıramayıp, çok kalabalık konuklara sınırlı sayıdaki çocukların masadaki çayları yenilemesinin olası olmadığını düşünerek, sesli düşünüp:
- Açık büfe hanfendi çaylarınızı kendiniz alacaksınız, dedim
- Nedenmiş? Servis yenileyecek!
Derken, civciv sarısına boyanmış saçları ve siyah ağırlıklı giyinmiş bayanın, karşımızdaki dağları yaratan kişinin o olduğunu anlamış oldum!
Tıka basa karnını doyurduktan sonra tepeleme peynir yığınıyla doldurduğu ikinci tabağıyla masaya dönerken gördüğümdeyse, sessiz düşünmeyi tercih nettim.
Aksi olsa kesin dayağı yerdim çünkü: ‘’ Aaaa niye zahmet ettiniz hanfendi, servise söyleseydiniz peynirinizi masaya getirirlerdi’’ demiştim içten içe ama o kesinlikle bunu anlayamadı, aldığı tepeleme peynir yığınını da yemeyip, birkaç peçeteyi yan yana koyarak alanı genişletip, iyice sarıp sarmalayıp, çantasına yerleştirdikten sonra grupça masadan kalktılar. Belli ki biraz önce boynunda görevli kartı asılı olan delikanlının yanlarına gelip: ‘’ Saat 11’de 11inci salonda sizin toplantınız, geç kalmayın.’’ uyarsının gereğini yapmak için yola koyulmuşlardı…

Hiç yorum yok: