7.11.2009

İZLENİMLERİM!

           İzmir Doğa ve Kültür Derneği 1. Öykü Yarışması Sonuçlandı. Seçilen öyküler, İzmir Doğa ve Kültür Derneği Kültür Yayınları-1 isimli kitapta basılmaya karar verildi. Benim de ‘’ Ne Olacak Şimdi?’’ isimli öyküm bu kitapta yer aldı! 30 Ekim- 1Kasım tarihleri arasında yapılan final töreni kapsamında, katılımcıları da Foça Leon Otel’de konuk ederek, çok güzel geçen üç gün yaşatan, iki güzel insanı tanıtmayla başlamak istiyorum bu günkü yazıma. Yarışmada 2010’nun konusu ‘’Göç’’ olarak belirlendi. İzlenimlerimi sizinle paylaşmak istedim ki katılımcıların sayısının artmasına vesile olabilirsem, kendimi mutlu hissedeceğim…

Menemen’in Seyrek Beldesinde Belediye Başkanlığı yapmış olan Nurgül Uçar ve projelerini, düşüncelerini paylaştığı, kültürel etkinliklerde, birlikte yol aldığı Sayın Yılmaz Sunucu da Öykü Yarışmasının, Genel Yazmanlık sorumluluğunu yürütmekte...

Nurgül Uçar, önce siyasette kadın olmanın zorluklarını aşmış, beldesinde kabul görmüş. İkincisi, kendi deyimiyle, çok da kolay olmamış. En çok istediği açılımı ‘’Kadını evden çıkarabilmekmiş!’’ bunun için de kadınlara ulaşması, konuşması, önerilerini paylaşması gerekir değil mi? Bakmış kadınları istediği çizgiye, davetlerle getiremeyecek, kendisi onların gittiği mekânlara giderek. Projelerini paylaşmayı düşünmüş ve bunun ilk adımı için de encümenleriyle birlikte, kadınların topluca gittiği camide toplantı yapma kararı alarak. Teravi namazının ardından, onlarla konuşmayı denemiş ve sonucundan çok memnun kalmış, taraflar.

Tarafları memnun eden gelişmeler neymiş? Bunu da paylaşayım sizinle. Nurgül Uçar diyor ki: ‘’29 Mart 2009 seçimlerinden sonra Seyrek Beldemiz mahalleye dönüştü. Mahalle ve mahallelik bir kültürdür. Kültür denilen kavram birkaç saatte, masa başında üretilemez.

Kültür bir toplumun yaşam biçimidir. Seyrek Belediye Başkanlığım döneminde kadını ve kültürü ön plana çıkarmaya çalıştım.

Kendimce çıkardım da…

Seyrek Beldemizin kuzeyi, İzmir Kuş Cennetine dayanıyor. Bu cenneti tanıtmak ve yaşatmak için İzmir Kuş Cenneti Yaşatma ve Geliştirme Derneği isimli sivil toplum örgütünü oluşturduk. Seyrek Belediyesi ile başladığımız öykü yarışmamızın duyurusunu yaptıktan ve öyküler gelmeye başladıktan sonra, belediyemiz kapatılınca, üzerimdeki başkanlık formasının alınmış olması, üçüncüsü olan bu kültür etkiliğimizi sekteye uğratmamalıydı. Bunun için kurduğumuz sivil toplum örgütü adına yola devam etmeliyiz diye düşündüm.

Yakın geçmişte de İzmir’de toplanan Kültür Çalıştayında derneğimizi de kapsayan İzmir Doğa ve Kültür Birliğinin oluşturulması kararıyla, rotamızı birliğimize çevirdik ve daha kalıcı olacağına inanarak yolumuza devam ettik.

Sizler de bizlere öykü dosyalarınızı göndererek güç verdiniz. Yazın emekçilerimizin yolu açık olsun; dünyamızın da yaşanılır bir çevreye ulaşması dileğimle. Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ederim!’’

İfadeleriyle, düşüncelerini paylaştı bizimle…

Beldesindeki kadınlara yarışma için gelen dosyaları vererek, onları jüri üyeliğiyle onurlandırarak, okuma alışkanlığı kazandırmak istemiş. Bu düşüncesini paylaştığında da ilk anda olumlu bir yaklaşım görememiş ama ne güzel yılmamışlar! Yılmaz Sunucu’nun teklifiyle öneri, köy kadınlarına benimsetilmesinin ötesinde, çok sevdirilmiş. Yılmaz Sunucu ve Nurgül Uçar’ın önerisi nasıl olmuş sizce? Ben dinlerken çok etkilendim! Demişler ki:

- Gözünüzde büyütmeyin jüri üyeliğini. Yapacağınız şey, size verdiğimiz bu dosyaları okumak olacak ve dosyaları beğendim, beğenmedim diye iki gruba ayıracaksınız. Sonra da beğendiğiniz dosyaları tekrar ele alıp, bu kez de en çok beğendiğinize 100, ondan sonra beğendiğinize de 100 den daha az bir puan vererek; beğeni derecenize göre bu kez yapacağınız sıralamada, her dosyaya bir puan vereceksiniz. Hepsi bu deyince; belde kadınları:

- Kolaymış ya! Yapabiliriz biz bu işi demişler.

Tabii ki aynı dosyaların birer nüshaları da yazın arenasından belirlenmiş, özel jüri grubuna da veriliyormuş. Ama belde kadınlarına verilen sorumluluk sonunda, hedefe ulaşmış bu iki güzel insan. Her yıl 100- 120 öykü dosyasını okuyarak, bir de bunlara puan vermeyi kabul eden belde kadınları. Okumayı çok severek; yarışma dosyalarının dışında yıl içinde okumak için kitap istemeye başlamışlar. Nurgül Uçar ve Yılmaz Sunucu’dan…

İnsan şansını kendisi yaratırmış ya! Seyrek Belde halkı, kendisinin gelişimi için de kafa yoran, Nurgül Hanımı hiç aralıksız tam 11 yıl Belediye Başkanlığına taşımışlar oylarıyla. Ancak son yerel seçimler öncesi aceleyle; TBMM’inden çıkarılan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Yasası gereğince, 1146 belediye buharlaştı, 43 ilçe kurulmuştu ya! Seyrek Belediyesi de buharlaşanların arasında yer aldığından Belde, İzmir’in mahallesi konumuna getirilmiş. Seyrekliler, belediyelerine yeniden kavuşmanın hukuksal mücadelesini veriyorlar şimdi ama sonuç ne olur bilemeyiz…

Kadını dışarı çıkarma konusunda kalıcı başarıların altına imza atan Nurgül Uçar’ın, başarıları saymakla bitecek gibi değil. Sizi bilmem ama ben henüz evimden çok fazla uzaklaşamayanlardanım. Seyrek Beldesinin kadınları, topluca Yunanistan’a geziye bile gitmişler…

Evindeki kadına para kazanmasını sağlayan bir de ‘’Anam Evi’’ projeleri var ki! Haftaya sizinle paylaştığımda, sizin de çok beğeneceğinize inandığım çok güzel bir gelişme. Nurgül Hanım’ın başkanlık forması, yasalarla elinden alınmış ama onun kadınlarla birlikte başardığı yollar hala çok açık ve net…

Kadınlar evinin mutfağında ürettikleriyle, aile bütçesine katkı koyabiliyorlar ve yemekleri, tek kelimeyle nefis! Halis zeytinyağlı, parmak kalınlığındaki yaprak sarmalarını yerken, makineden çıkmış gibi görünmesinin ötesinde, tadı damağınızdan silinmeyecek lezzette. Isırgan ve pırasa tadının karışımıyla, bol peynirli ve yufkalarının evlerde açılarak, odun ateşli köy fırınlarında pişen kol böreklerini de uzun uzun anlatmaya kalksam; siz zaten dayanamayıp telefonlara sarılacaksınız:

0 535 698 48 60

0 536 330 62 62 numaralarını çevirdikten sonra da:

- Alo Seyrek Beldesi Anam Evi Girişim Grubu mu? Deyip siparişlerinizi vereceksiniz.

Yolunuz buralara düşerse, bu lezzetleri tercih etmekle doğru bir karar vermiş olacağınızı bilin lütfen! Devamını da haftaya paylaşmak üzere şimdilik hoşça kalın…






Hiç yorum yok: