8.02.2011

Bitiremediğimiz, Henüz Yıkamadığımız Kalelerimiz De Var:))



Bitiremediğimiz, Henüz Yıkamadığımız Kalelerimiz De Var:))
En son doktora gittiğimde kemik sayımı yaptırmamı önerdi. İlgili birime gittim, işlem bitti, doktorun tavsiyeleri ve reçeteden sonra eve geldiğimde çalan telefonda, bir bayan:
- Yüzüklerinizi unutmuşsunuz, dedi.
Sayım esnasında üzerinizdeki metal şeyleri çıkarttırıyorlar, çıkarıp masaya bıraktığım iki altın yüzüğümü unutup, gelmişim o gün.
Teşekkür ettim, yaklaşım hoşuma gitti.
Aradan 5- 6 ay geçtiğinin farkına vardım, bu gün ortapedik polikinliğinin önüne gittiğimde kapı açıktı. Hemşireye selam verdim ve bekledim. İçerideki hasta çıkınca:
- Hanfendi gelebilirsiniz, dedi Hemşire Hanım...
Odaya girdiğimde çekmecesinde telaşla yüzüklerimi, arıyordu.
- Gelemezsem, ben onları helal etmiştim zaten, dedim. Espri babında.
Aramasına devam eden Hemşire Hanım:
- Ayy hiç olur mu öyle şey? Dedi..
Dr. Şefik Beyle ayaküstü, klasik, kısa, bize has, birkaç halhatır cümlemizi tamamladan biz. Hemşire Hanım, aradığı emaneti bulmuş ve iki altın yüzüğü bana uzatmıştı!
Teşekür edip, iyi günler dileyerek, evimin yolunu tuttum...
Kaçınız bu şansa sahipsiniz?
İnsanlığınn henüz ölmediği değerlerle şımartılabiliyorsunuz?
Kaybettiğimiz nice kalelerimizi yerine bırakma, geri kazanma şansımız var mı? Sanmıyorum!
İnsanlığın son kalelerine örnek olacak bu anı, paylaşmaya değer gördüm.
Söz uçar, yazı kalırmış! Üşenmedim yazdım, sevgilerimle...

Hiç yorum yok: