28.10.2010

Gavatlık; Atlatılabilinir Bir Vakaymış!


Gavatlık; Atlatılabilinir Bir Vakaymış!
Yaşam bizlere bahşedilmiş bir şans aslında. Milyonlarca spermin içinde, başımıza konan bir talih kuşu! Bir de üstelik canlı türlerinin içinde, İNSAN olarak dünyaya gelme şansını yakalamakla; şansımızı ikiye katlamış oluyoruz. İnsan olmanın olmazsa olmazı hoşgörü, dayanışma, yardımseverlikle taçlanmaktaymış. Hoşgörünün ise en vazgeçilmez birinci kuralı!
CİNSİYET AYRIMCILIĞINI
Kafalardan silip atmakla başlıyormuş...
Durum böyleyse, hadi bir iç hesaplaşma yapalım, internet denen teknolojiyle tanışabilme, kullanabilme güzelliğini yakalamış, yurdum insanlarıyla…
İnsan anne ve babasını, doğacağı kenti ve de cinsiyetini seçme hakkı olmayan bir yaratıkmış! Ya bir ömür boyu gerçekten bir yaratık gibi, kalma durumunda olabilirsin; ya da o kafatasının içindeki beynini, güzelliklerle besleyip, insan olmanın onurunu yaşabilirsin.
Yüzde hesabına girmeden, yarı yarıya var olma şansını yakalayabildiğimizi söylersek; erkek kadar bu toplumda kadın da olması, çok normal bir durum değil mi? Peki bu normal durumu, anormalleştirmeye çalışmak, insanlıkla hiç bağdaşmaz da! Adamlıkla nasıl bağdaşır sizce?
Nedir yani? Kadının mutfakta olmasından bugüne kadar ben, bir tek rahatsızlık duyan adama denk gelmedim! Ama kadını sokakta, işyerinde, siyasetin özünde, hayatın birebir içinde, hatta internette görmekten; niye bu kadar rahatsız oluyorsunuz?
Bu bir hastalık belirtisidir bal gibi! Bunu size bu güne kadar söyleyen olmadıysa; bu da benim bir kıyağım olsun size! Tedavisi mümkün olan bir hastalıkmış ama öyle panikleyip, korkma boşuna...
Doktora gideceksin ve:
- Beni doğuran anam, bir kadın!
- Bana hayatı kolaylaştıran eşim, bir kadın!
- Benim canım bacım; bir kadın!
- Uğrunda yapamayacağım hiç bir fedakârlık tanımadığım evlatlarımdan ikisi, geleceğin kadını olmaya aday!
- Ben bunların hepsini çok seviyorum da!
- Ayakaltında dolaşmalarına hiç tahammül edemiyorum.
- Öyle ki karımı asla çalıştırmam!
- Kızımı asla sokağa yalnız bırakmam!
- Tek başına her bir yere giden kadınlar görüyorum; diyorum ki yavvv bunun abisi, kocası, olmadı bir erkek yeğeni de mi yoktur ki! Ne işi var sokaklarda? Kızıyorum ona laf atıp, rahatsız ediyorum. Belki anlar diye! Nerde? Adımları ikilemesem var ya! Bazılarının anında çantasını, kafamda bulurum vallahi doktor bey! O kadar arsızlar yani…
- Hele şimdilerde internet diye biişeyyy var ya doktor bey; bu kadınlar orayı da istila etmişler. Gıcık oluyorum, sayfalarına bakıyorum, (face) yüz demekmiş, vallah ben yüzümü de saklıyorum, mesajımı da atıyorum...
‘’Ne iş de diyorum!’’
Ama onların utanıp, arlanmaya, orayı terk etmeye, hiç niyetleri yok! Öyle arsızlar ki doktor bey, yazıyorlar, çiziyorlar, resim ney koyuyorlar, vallah yüzlerini de hiç saklamıyorlar. Hatta anlıyormuş gibim, bazıları siyasetçilerimize bile çatıyorlar. En çok da! Onlara gıcık oluyorum, doktor bey…
Bu kadar işte! Bunu deseniz var ya; işinizi çok kolaylaştırmış, birkaç kutu hapla o kafatasınızdaki sıfır kilometrede park edip bıraktığınız beyniniz, tıkır tıkır çalışmaya başlar ve de inanın normalleşebilirsiniz. Bir ömür boyu arızalı dolanıp, ömür geçer mi be kardeşim?
Madem yaşam hepimize verilmiş şans, bu şansı kendi lehimize çevirmek için azcık gayret etmek gerekir. Aklı veriyor TANRI doğarken hepimiz de! Aile, sokak, okul, eğitim, SOSYAL DEVLET falan, ancak bunlarla donatınca o aklı, işte o zaman tıkır tıkır çalışabiliyormuş. Bunlar bizde arızalı, bir durumda olduğu için; maalesef iş başa düşüyor! Hadi size kolay gelsin yurdum insancıkları…
İnsan olmayı çok güzel anlatan bir şiir ekleyeyim, ben bu yazıya! Sever yurdum insanı şiiri, öyküyü, kitabı, okumayı…
Sever, sever!
Hele bunu sevmenin ötesinde ezberler de kendine yaşam düsturu bile yapar…
Öyle Ağlasam; Öyle Ağlasam Kİ Çocuklar…
Öyle ağlasam!
Öyle ağlasam ki çocuklar!
Size hiç gözyaşı kalmasa…

Öyle üşüsem!
Öyle üşüsem ki çocuklar!
Size hiç soğuk kalmasa…

Öyle acılar çeksem!
Öyle acı çeksem ki çocuklar!
Size hiç ama hiç!
Hiç acı kalmasa…

Öyle gülseniz!
Öyle gülseniz ki çocuklar!
Gülmeyen hiç kimse, ama hiç!
Hiç ama hiç kimse kalmasa…
Aziz Nesin

İŞTE AZİZ NESİN’İ AZİZ NESİN YAPAN!
BU DUYGULAR!
BU İNSAN SEVGİSİ!
BÜTÜN VARINI YOĞUNU HARCAYIP
KURDUĞU VAKIFTA!
Özellikle gariban ve çocuğunu okutamayacak olan ailelerin evlatlarını alarak; onları bu vakıfta barındırmakla kalmayıp; sürekli başlarında durarak, bizzat ebeveynlik, eğitmenlik yapma gayretinin ötesinde! Bütün yeme, içme, eğitim ve kültürel bilgilerini artıracak, her türlü ihtiyacını karşılamakla kendini sorumlu sayan
BİR YAZARIMIZ!
BİR DÜŞÜNCE ADAMIMIZDI…


Kendisini rahmetle anmış olalım, hatta onun ruhuna bir Fatiha okuyup, kadını ayakaltında görmeye dayanamayan gavatlara da! Acil şifalar dileyelim…

1 yorum:

sevcan yücel dedi ki...

mükemmel bir yazı olmuş,birde o alttaki çocuk şiiri çok duygulandırdı beni elinize sağlık.