27.02.2010

Piyanolu Merdivenler

piyano merdiven | video.eksenim.mynet.com



Bu videoyu bulunca, sizler için sayfama taşıdım. Yaşamı güzelleştirmek için insanlar ciddi ciddi düşünüp, ne güzel farklılıklar yaratabiliyorlar. Bir de bizim ülkemizdeki hizmet anlayışına bakacak olursak. Hak etmediğimiz ne çok olumsuzluklar sıralanıveriyor aklımızda değil mi?
Daha güzel bir gelecek adına:
Aklımız başımıza toplamamız gerek DOSTLAR:))



İzmir’de yayımlanan Haber Ekspres Gazetesi’nin Pazartesi günkü sayısında -en son sayfada- resimli bir haber ilişti gözüme. Haber:
“Metronun merdiveni piyano tuşu olursa…”
Diye başlıyor ve şöyle devam ediyordu;
“Milano’da müziği ve müziğin rahatlatıcı etkisini topluma yaymak amacıyla, bir metronun çıkış merdivenlerine piyano sistemi kuruldu. Merdivenin her basamağında bir nota bulunuyor. İtalya’nın Milano kentinde metrodan çıkış merdivenlerine konulan piyano sistemi büyük ilgi çekiyor.
Turistlerin uğrak yeri Duomo Kilisesi metro durağındaki merdivenleri kullananlar, ilk basamağa bastıklarında çıkan piyano sesi karşısında şaşkınlığa uğruyor. Merdivene yerleştirilen düzenek, her basamağa piyanodaki sistemin benzeri şekilde notalar sıralanarak oluşturuldu.
Müzikten anlayanların, şarkının notalarına göre basamaktan basamağa atlaması ilginç görüntülere sahne oluyor.”
Bu yazıyı görünce, yıllar önce gittiğim Asya’da küçücük bir ülke olan Singapur’u hatırladım:
Ekvator kuşağının üzerinde bulunan bu küçük ülke 650 kilometrekare’den ibarettir. Nüfusu 4.5 milyon civarındadır. Yönetim biçimi Parlamenter Cumhuriyettir. 50 kişilik parlamentosu vardır. Çok önemli limanları vardır ve deniz ticareti ekonomilerinin can damarıdır. Teleferik önemli bir ulaşım aracıdır. Çeşitli dinlere mensup insanların oluşturduğu bir ülkedir.
En önemli caddesinin ismi Orkide Caddesi’dir.
Singapur’da Orkide Caddesi’ne yakın bir otelde konaklamıştık.
Sabahleyin arkadaşlarla -hemen her turistik yörede olduğu gibi açık büfe olarak sunulan- kahvaltımızı yaparken, sanki canlı müzik varmışcasına, kulağa inanılmaz derecede hoş gelen bir piyano sesi ilgimizi çekti.
Merak ettim, kalktım ve müziğin geldiği yöne doğru gittim. Bir de ne göreyim; piyanonun tuşları bilgisayara kurgulanmış notalara göre inip kalkıyor. Hem şaşırdım, hem kıskandım.
Kıskanmamın nedeni, bilgi çağının olanaklarından biz niye böyle yararlanmıyoruz ya da yararlanamıyoruz düşüncesiydi.
Milano ile ilgili “Metro Merdivenlerinin Piyano Tuşları” haberini okuyunca aklıma Singapur geldi, aklıma piyanolu kahvaltı geldi…
En önemlisi de aklıma bizim İstiklal Caddesi’ndeki “Çinili Merdivenler” geldi; Kyme kazı heyeti başkanı Ord. Prof. Sebastiana Lagona beni Sicilya’daki Catania kentine davet etmişti.
Kaldığım birkaç gün içinde, Sicilya’nın bazı kentlerini de gezdirmişti. Aklımda kaldığı kadarıyla, tarihte önemli bir yeri olan Arşimet’in yaşadığı Siracuza’yı, dünyanın bildiği turistik merkezlerden biri olan Taormina’yı, Marlon Brando’yla daha bir ünlenen Don Corleone ailesinin aynı adı taşıyan Corleon Köyü’nü, Galatasaray’ın ve Türk futbolunun unutulmaz ismi Metin Oktay’ın bir süre futbol oynadığı Palermo kent’ini ve toprağının özelliği nedeniyle turist akınına uğrayan Caltagirone Köyü’nü gezmiştik.
Bu köyde toprak, bizim Avanos kentimiz başta olmak üzere ülkemizin birçok yerinde nasıl pişiriliyor ve estetik verilerek satışa sunuluyorsa aynı biçimde şekillendiriliyor.
Ama köyü simgeleyen bir şey var; MERDİVENLER… Caltagirone’nin coğrafyasına uygun bir şekilde, oldukça dik bir sokakta 103 merdiven basamağı oluşturulmuş ve her bir merdiven başka bir desenle bezenerek göz alıcı bir renk cümbüşü ortaya çıkarılmış.
Gittiğim her ülkede güzel gördüğüm ve Belediyecilikte uygulama olanağı bulabileceğimi zannettiğim ne gördüysem onların fotoğraflarını çekmeye bayılırdım. Oranın da fotoğrafını çekmiş ve Belediyedeki memurlara vermiştim.
İlgili memurlar da sanırım Kütahya’ya gidip beğendikleri desenlerden çini taşları aldılar ve bunları çinili merdivenler adını koyduğumuz - çok sayıda basamak olmasa da- PTT’nin karşısına döşediler.
O merdivenlerin oraya yapılmasındaki amaç kentimize bir simge kazandırmak ve yeni evlenenlerin nikah sonrasında fotoğraf çektirecekleri yer olarak ziyaretlerini sağlamak olacaktı.
Öyle mi oldu? Ne yazık ki şahsa hizmet eden bir yer konumuna dönüştürüldü.
Milano’daki Metronun merdivenlerinin Piyano tuşundan, Singapur’daki otelin piyano tuşuna uzanırken, Caltagirone’nin merdivenlerinden, Aliağa’daki merdivenlere uzanamadık ve bir simge oluşturamadık...
Ama Belediyenin arka tarafında 10 kadar esnafı çıkararak oluşturduğumuz ve halkın buluştuğu, gazetesini okuduğu, birbirleriyle sohbet ettiği güzelim havuzlu meydanı bozarak
“şahsa hizmet halka hizmettir” anlayışıyla,
“orası 10 kişinin ekmek teknesi değildir ancak bir kişi rant sağlamalıdır” zihniyetiyle, piyano tuşları yerine TV ve çay kaşıklarının çirkin gürültüleriyle, alaturka bir görüntüyü simge yapmayı yeğledik...
Helal olsun!


Hakkı Ülkü, Saygı duyduğum ve toplumsal içerikli çalışmalarını uzun yıllardır izlediğim ve takdir ettiğim bir siyasetçidir. Üç dönem Aliağa'da Belediye Başkanlığından sonra; bir dönem de İzmir Milletvekili olarak TBMM sorumluluk almıştır.
Yaşadıkalrına isyanını dile getirebilmek için; başını meclis Kürsüsüne vurduğu anı, anısayanlarınızın yüzüne bir tebessüm gelip, oturur ya...
Bu da öyle bir paylaşım. Okurken hayal ettiğinizde, Hakkı Ülkü İnsanı oturduğu yerden alıp, harika diyarlara götürebiliyor.
Ben severek okudum, aklıma geldi bu hafta sonunda sizinle de paylaşmak istedim. Arkadaşımızın eline sağlık; yüreğine ise sadece sağlık deyip geçiştirmek haksızlık olur.
Ailağayı küçücük bir köy iken şehirleşmeye taşıyan ve kalıcı güzel temeller atan, başarılı bir siyaset adamı olarak, zihinlerimizde yer edinen Sayın Hakkı ÜLKÜ'nün yaptıklarına zarar verebilenler olacaktır ama yıkıp, yok etmeyi asla başaramayacaklardır...
Saygılarımla, hoşça kalın efendim....

Hiç yorum yok: