8.10.2009

HİÇ OLUR MU DİYEMEDİM!

Bu siteyi oluşturalı henüz çok olmadı Ağustos ayının sonlarıydı. Bloğuma, bir de sayaç ekleyince sayaç turka kayıtlarına ulaşıp, bloğumu kaç kişinin ziyaret ettiğini, hangi ülkelerden giriş yapıldığını da görebiliyorum. Bu kadar kısa bir sürede Türkiye dışından İsveç, Amerika, Almanya, İtalya ve ülke adı belirlenemeyen Bilinmeyen olarak geçen bir ülkeden daha siteme girip yazılarımı okuyanlar var!
Emekliliğimde bu tür etkinliklere zaman ayırıp, bir de yazmaya çalıştıklarımla kabul görmek! Beni çok mutlu etmeye başladı! Arada bir ‘’ dur bakalım; bu gün sitemi kaç kişi ziyaret etmiş demekten ve sonuçlara bakmaktan kendimi alamaz oldum!’’
Şimdi de bu yaklaşımımı sitemden sizlerle paylaşmak geldi içimden. Günde 10.000 duyurunun, bilginin insan beynine girebilmek için uğraş verdiği günümüzde, ben de yer alabilmekten kendi adıma çok hoşnudum. Teknolojiyle bu kadar geç tanışmış olmaktan da pişmanlık duyduğumu da itiraf edeyim. 2008 de Dünya Kadınlar Gününde kendime jest yapıp; bilgisayar almıştım. İlk günlerde bozacağım endişesiyle, rahat da kullanamadığımı da söyleyip kendimi bir de tiiyee alayım bari…
Bir şeyleri geç yakalamanın olumsuzlukları bunlar da! Dün çok sevdiğim eski bir komşum, bahçedeki ceviz ağacındaki cevizleri silkip, toplamaya gelmişti. Şimdilerde mahalleden taşınsalar da iki bahçeyi kaplayan ulu cevizin sahibiler ne de olsa… Bir çay yapıp yanlarına gittim, kolay gelsin demek için. Meğer bu arada onlar da eve yenice bilgisayar almışlar ve internete bağlanmışlar. Sevdiğimi söylediğim ev hanımı arkadaşım çocuklarına:
- Kadriye Teyzenizin sitesini de bir açsanıza ben de göreyim, diyormuş…
Evde iki tane genç kız var! Birikmiş de meraklar. Bunların arasından şimdi yazı sitesine girmenin sırası mı? Diyemeseler de annelerine, küçük kızı Güler bulmuş çözümü! Annesine:
- Dur bii ya! Bak bu bilgisayar senden olumsuz elektrik alıyor! Sen gelince çalışmıyor bu! Dermiş…
Arkadaş da dün bana ciddi ciddi:
- Olur mu öyle şey Kadriye? Ben de Güler’in çenesi kapansın diye mutfağa gidiyorum, dedi…

2 yorum:

Korgun dedi ki...

Öğretmenim yazılarınızı keyifle okudum.Kutlarım.

Kadriye COŞAR dedi ki...

Ne mutlu bana Korgun Bey; saygılarımla:)