25.10.2009

FAKİRLİK HAKLARI MI? FAKİR HAKLAR MI?

Sosyal Devlet Güvencesi! Bu olguyu yanı başımızda göremezken, tünelin sonundaki ışık olarak bile göremiyorsak; asıl tartışmamız gereken konu da bu olmalı! ‘’Sosyal Devlet!’’ bu olgunun açılımı nedir? Kısaca bunu düşünelim birlikte:
SOSYAL REFAH DEVLETİ
Sosyal refah devleti, sosyal güvenlik, sağlık ve eğitim harcamalarının yanı sıra, tam istihdamın sağlanmasından, özel kişi ve kuruluşların faaliyetlerinin, bireyin yaşam koşullarını iyileştirecek şekilde kontrol altına alınmasına kadar, çok değişik görevler üstlenmiştir…
Sosyal refah devletinin ülke ekonomisi açısından da önemli görevleri olduğu bilinmektedir. Tabii ki bu anlayışı benimseyen devletlerin her biri, değişik yapıda ve büyüklükte, müdahale inisiyatiflerine ve işlevlerini yerine getirmeye yönelik farklı yöntemlere sahiptirler. Genel olarak, sosyal refah devletleri ekonomik alanda refahı sağlama ve sosyal amaçları gerçekleştirme doğrultusunda, müdahaleci bir anlayışı benimseyerek, bu müdahaleleri bir plan dâhilinde yapmaktadırlar.
Ülkedeki kaynakların etkin kullanımının sağlanması, ekonomik dengesizliklerin önlenmesi, ulusal gelirin arttırılması, tam istihdamın sağlanması ve benzer piyasayla ilgili pek çok görev devletindir. Yani devlet para ve kredi uygulamalarını, yatırımları, tam çalışma ve sosyal güvenlik düzenlemelerini ve ekonomik planlamayı, bir politika aracı olarak kullanabilme serbestîsine sahiptir.
Sosyal Devlet Neymiş Öyleyse? Sosyal güvenliğin sağlanması, işsizliğin önlenmesi, emeğiyle yaşayanların korunması ve yaşam düzeylerinin yükseltilmesi yoluyla, sosyal eşitsizlikleri giderme işlevini yüklenen, bir devlet sistemiymiş... Kapitalizmin yarattığı sosyal dengesizlik ve bunalımlara karşı, emekçi sınıflardan gelen güçlü tepkinin ürünü olarak, 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır...
Kafan mı karıştı? Benimkisi, kendimi bildim bileli hep karışık zaten; takma kafana bunu sen şimdi. Haklarını bil yeter! Madem devletten bu konularda hizmet alma hakkın var ve sen bunu alamıyorsan; eee ne demişler: ‘’ ağlamayan çocuğa meme verilmez!’’miş… Devlet gerektiğinde yargıcını sınıra gönderiyorsa; hâkim ve savcısını, zor durumda kaldığını ifade eden, mağdur vatandaşının yanına, neden göndermesin ki? Aklımızı kullanalım ve telefonlara sarılıp; ‘’ Alo yargıç istiyorum!’’ demeyi bari öğrenelim artık! Kimler, ne zaman bu hakkını kullansın? Ben kendimce önceliği, çocuklara ve kadınlara vermek istiyorum. Mesela:
* İş çıkışı kocan, mantıklı düşünme yetisini kaybedene kadar içip; eve geldiğinde de sana: ‘’Defol git ulan! İstemiyorum seni!’’ demekle kalmayıp, bu yaptırımını gerçekleştiren bir ayının karşısında, kendini savunma ve koruma güçsüzlüğü içindeysen! Çevir telefonunu arkadaş:
‘’ Alo yargıç istiyorum!’’de…
* Eğitimde fırsat eşitliği vardır! Denilirken sen, yaşıtların gibi bu hakkını olması gerektiği ve istediğin gibi kullanamıyorsan, sevgili yavrum! Çevir telefonunu:
‘’Alo yargıç istiyorum!’’ de…
* Sırf cinsiyetinden dolayı, ebeyevnlerin senin okuma hakkını gasp edip çözümü, senin sorumluluğunu, henüz sen çocuk yaşındayken, bir başka erkeğe devretmekte arıyorsa! Sarıl telefona yavrum:
‘’Alo yargıç istiyorum!’’ de…
* Düne kadar semt pazarlarının toplandığı saatlerde, pazaryerine gidip, pazarcıların atacaklarını, doldurarak pazar çantana, en doğal ihtiyaçlarından olan, beslenme sorununa çözüm bulmuşken sen! Şimdi fark edilen bu yeri ve atılanları, sahiplenmek isteyenlerin çoğalmasından dolayı, zorlanıyorsan Ayşe Teyze; sen de sarıl telefona:
‘’Alo yargıç istiyorum de!’’…
* En güzel çağında yarış atı misali iki ayağını bir pabuca soktuktan sonra, hayallerinle, özlemlerinle, beklentilerinle gittiğin yabancı bir şehirde, kafanı sokacak bir yurt bulamadıysan, işçi veya işsiz babandan gelmesi gereken, en doğal ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kaçınılmaz olan paranın da yüzünü göremiyorsan! Dosdoğru gitmek istediğin bir yolda çözüm bulamıyorsan, ışıltılısına aldanmadan yavrum, sapmadan başka yollara; sen de çevir telefonunu:
‘’Alo yargıç istiyorum!’’de…
* Doluya koyduğunda aldıramıyor, boşa koyduğunda dolduramıyorsan! Bunun sonucunda üçüncü kişiler sana:
- Aldıramadın, dolduramadın ama!
Diye hesap sormaya başladığında, çok bunaldıysan o zaman, sen de sarıl telefona ve:
‘’Alo yargıç istiyorum de!’’…
Hepinize saygılarımla; hoşça kalın!

Hiç yorum yok: