4.10.2009

11.08.1998- SALI Cumhuriyet Gazetesi

GÖRÜŞ
11 yıl önce CUMHURİYET GAZETESİNDE yayınlanmış olan yazımı, hiç yorumsuz, sitemde sizlerle de paylaşmak istedim.

KADRİYE COŞAR Eğitimci

KÖKLÜ ÇÖZÜM BEKLİYORUZ
29 Temmuz 1998 Çarşamba günü, Cumhuriyet Gazetesinde Rahşan Ecevit’ten af savunması başlıklı yazıyı okurken duygu ve düşüncelerimi kâğıda dökme gereksinimi duydum!
Rahşan Hanım, toplumun ekonomik dengesizliğinin insanları suça yönelttiğini vurgulamış ve ‘’Allah bile af ederken, devlet af etse ne olur?’’ diye bitirmiş mesajını.
DSP bugün hükümet ortağı; bizzat toplumdaki her türlü dengesizliği düzeltmekle yükümlü konumda. Dengesizlikler sonucu ulaşamadığını gasp etme, çalma tercihini yapanlara, direksiyon başında canavarlaşan, kural tanımayan zihniyetlerin, kişinin ekonomik yetersizliğinden kaynaklandığını ifade ederek, gerektiğinde cinayet işleyerek, karşı tarafı maddi ve manevi mağduriyete uğratanları, CUMHURİYET’İN 75. Yıldönümünde af etme önerisinde bulunuyor ve bunları savunabiliyor.
Kader kurbanlarını af etme topluma ne getirir? Ne götürür? Kader kurbanı denilen grubun, toplumsal konumunu irdelersek çok çabuk etkilenebilecek, sağlıklı düşünebilme yetisine sahip olmayan topluluk bulacağız karşımızda.
Yakın gelecekte onlara ihtiyaç duyduğumuzda, kendileri ve yakınları sayıca hiç de azımsanmayacak bir grup olabilir. Bu grubun vefa borcu değerleri de dejenere olmamıştır henüz…
İnsanların çevresinde görüp de ulaşamadıkları değerler artıkça, insan doğal olarak suça yönelecekse, hükümet ortağı olan DSP; çalışanına, emeklisine yüzde 20 zam oranını, nasıl reva gördü o zaman?
Ekonomik dengesizliklerden suça yönelenleri af edivermekle kazancımız ne olacak? Devlet bizi af etti diye bunlar olağanüstü bir gayret gösterip, olmayan hayali işlerde çalışıp, bundan böyle dürüst olmayı mı tercih edecekler?
Açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca vatandaşımız da çözümü hırsızlıkta mı arasın? Salıverdiklerimizi emsal gösterip: ‘’açtım, çaldım, beni de af edin mi?’’ desinler…
Gün geçtikçe yaşam koşullarının zorlaştığı, dürüstlüğün adı enayilik olan ülkemde, Cumhuriyet’in 75. Yılı nedeniyle kader kurbanlarını salıvermek suça yönelmeyi azaltacak mı? Dengeleri düzeltemezsek; bu gün salıverdiğimiz vatandaşların çocukları da Cumhuriyet’in 100. yaşında, aynı beklenti içinde olmaz mı?
Açın karnını bir öğün balık verip doyurmaktansa, aça balık tutmayı öğretmek gerekmez mi? Yakın gelecekte EĞER:
Eğitimde reform yapamazsak, ekonomideki dengesizlikleri gideremezsek, CUMHURİYET’e Laikliğe sahip çıkamazsak, yaşlılarımızı koruyamazsak, çocuk emek sömürüsüne son veremezsek, anayasadaki eşitlik ilkesini uygulayamazsak, çalışana, emeğe, emekliye saygı duyup hakkını veremezsek, köylünün ürününe değerini tam verip, pazar bulamazsak, adama göre iş değil, işe göre adam felsefesini uygulayamazsak, kadını toplumda 2. sınıf vatandaş olmaktan kurtaramazsak, temiz toplum yaratmak için şeffaf siyaset yaparak, birey olmanın gereklerini vatandaşlarımıza sağlayamazsak…
25 yılda da olsa çıkaracağımız af yasalarıyla, toplumu arzulanan noktaya taşıyabilmek, hayalden öteye gidemeyecektir!
En yakın zamanda, yeni paylaşımlarımda görüşmek üzere, hoşça kalın:))

Hiç yorum yok: