MUTLULUK ÖYKÜLERİ

Yaşadığımız süreçte kulağa çok hoş gelen bir cümle değil mi? Mutluluk Öyküleri...
Endişe ve kaygılarımızın artığı ve nereye varacağını bilemediğimiz bir ortamda, çare olamayacağımız sorunlardan uzak kalabilmek diyebilmeyi içimize sindiremediğimiz, sonuçsuz didinmelerden kendimizi koruyabilmenin adına, edebiyat çok güzel bir ilgi alanımız olmalı. Yakın geçmişte öykü dosyası gönderdiğim bir yarışma sonucu, katıldığım final programında çok güzel insanlarla tanıştım.Yarışma dosyalarından oluşan bu kitap basılmaya karar verildi.Ve bu güzel insanlar bağlılıklarının devamını sağlama adına ''edebiyatdostlari@yahoogroups.com'' oluşumun altına imza attılar.
Siz de yazmayı seviyorsanız. Bu grubun içinde yer almaktan yana bir girişimde bulunursanız, yakın gelecekte çok güzel esintilere yelken açmış olacaksınız. Bu konuda çok duyarlı olan Yılmaz Sunucu ve Nurgül Uçar'la tanışmış olacaksınız ve yazma ilgi alanınız ise; çok güzel bir ortamda kendinizi ifade etmenin ötesinde, bu yeteneğinizi geliştirme olanağına kavuşmuş olacaksınız.
Ne yazık ki her alanda olduğu gibi edebiyat dünyasında bir tekelleşme kokusunu siz de almıyor musunuz? Siz de bu rahatsızlığı duyanlardansanız, bence bu gruptakilerle tanışıp, paylaşımdan yana geniş yüreği olan bu insanların yanında yer almış olmaktan, mutlu olacağınızı sizinle de paylaşmak istedim.
Yakın bir zamanda sizlerle bu tören günlerinin video çekimlerini de sitemde paylaşmak istiyorum. Henüz çalışmaları bitmedi. Paylaştığımda görerek ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız...

Hakan Tartan ve Prof. Turan Örnek ve Sadun Koşar mutluluk üzerine çok güzel, anlamlı, içerikli konuşmalarıyla programın ikinci gününde bizimle birlikteydiler. Sahip olduklarımızın farkındalığıyla, ruhumuzu okşamanın, mutlu olmanın kapılarını açabilmenin kazanımları üzerinde çok güzel örnekler verdiler.
Sizlere de tanıtmaya çalıştığım bu gruba ait bir resim karesi daha ekleyip, yazımı sonlandıracağım. Programın Genel Yazmanlık sorumluluğunu üstlenen yüreği sevgi dolu insanın, Yılmaz Sunucu'nun program boyunca sıkça kullandığı bir ifade vardı: ''Konuşmak insana özgü bir olgu; yazmaksa uygarlığın başlangıcıdır!'' idi bu ifade...
Sanırım uygarlaşma konusunda yazmaya olan ilgimizi daha çok artırıp, toplumsal bir sorumluluğumuzu en iyi bir şekilde yerine getirebilme alanımız edebiyat olsa gerek...

Sizce de güzel bir ortam değil mi? Seneye düzenlenecek olan öykü yarışmasının konusu şimdiden ''GÖÇ'' olarak belirlendi bile. Takip etmeniz ve katılmanızı, bunu yaşadığım için size de gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Geleceğe dönük gelişim arz edecek çok güzel planları ve umutları olan, bu güzel insanlarla sizin de tanışmanızı isterim... Şimdilik hoşça kalın...