29.01.2010

Köprüden Geçti Gelin

Biraz önce oturmuş ciddi ciddi, bu gün katıldığım paneldeki izlenimlerimi yazıyordum ki! MSN den gelen çağrıyla olaydan koptum ve dönem arkadaşım, Fitnat ile koyu bir sohbete daldım...
Bana bir iki video önerdi facebooktan, mutlaka bak diye. Sohbet uzadı ve ben bu akşam sizinle paylaşacağım konuyu değiştirmek durumunda kaldım. Sizlerin de okumanız halinde yüzünüze kesin gülücükleri getirip, yerleştireceğine inandığım için. Fitnat’ın benimle paylaştıklarına ben, çoookk güldüm; çoook! Onları paylaşmaya karar verdim bu gece…
Biz 1974–75 döneminin yatılı devlet okullarından, Mardin Kız İlk Öğretmen Okulu mezunlarındanız. Otuz beş yıl, uzun bir süreç ve biz farklı yerlere atanarak, koptuk birbirimizden. MSN ve 3G’ler olmayınca bizim dönemimizde. Mektuplarla da götüremedik, telgraflar pahallı geldi! Yeni gittiğimiz yerlerdeki yeni arkadaşlar derken, görüşememe süreci uzayınca. Unuttuk birbirimizi! Her birimiz farklı illerdeyken biz, faacebook sağ olsun! Kavuşturdu gene yıllar sonra bizi. Ve biz, kaldığımız yerden devam kararı vermişçesine, yeni paylaşımlara yelken açmış olduk. Bunlar da az önce gerçekleşince, ben üzerimdeki bütün negatif enerjiyi, atabilecek kadar gülebildim, Fitnat’ın MSN de paylaştıklarına… Önce biraz sitem etti:
- Anam sen de, ne zaman arasam, yazıyorum diyorsun! Meşgul etmeyeyim, çalışmanı bölmeyeyim istersen, dedi…
- Rica ederim! Bütün gece, benim arkadaş. Takma kafana, dedim…
- Birkaç videoya bakmadan geçme, ben izlerken kooopptuum, koptummm, dedi…
Ardından biraz tüyo almayı başardım, Wordu kapatmak istemiyordum ama ısrarımla anlattı…
- Gerçekten sağ ol, bakacağım şimdi dedim, ekledi…
- Yaa ikmale kaldığımız bir yılda, sınav notları açıklandı, biz bir sevinçle, Mardin’e gidip, ailelerimize müjdeyi vermek istedik. Gülşen de bir telgraf örneği yazmış, bize:
- Ben gidemeyeceğim kızlaaar, benim şu metni de alsanız da, PTT’ ye kadar gideceksiniz nasıl olsa, benim adıma, bu telgrafı da çeker misiniz? Dedi…
- Taabiii canım! Ver hallederiz, dedik. Bir parça kâğıt tutuşturdu elimize, biraz da para…
Biz gezdik, tozduk, alışverişimizi yaptık, PTT’ye giderken:
- Açalım mı? Dedi Selma?
- Neyi? Dedim…
- Gülşen telgrafında ne yazmış ki? Ben merak ettim, dedi…
Hepimizi meraklandırdı:
- Söylemeyecekseniz! Açalımmm dedim…
- Yok canımmmm! Söylenir mi bu? Dedi Selma…
Açtık ve şaşırdık: ‘’ Köprüden geçti gelin’’ yazıyordu. Başka da biir şeyy yok!
- Aaa bu ne biçim telgraf cümlesi?
Dedik ama bir anlam veremiyoruz…
- Ayy yazık, karıştırdı galiba! Bunu tutuşturdu elimize, çeksek mi acaba? Eğer asıl telgraf metni bu değilse, parasına da yazık olacak yaaa! Dedik…
Telgrafı onun adına çekip, çekmeme konusunda biraz teredüd yaşadık. Gönül:
- Açmasaydık! Bu gelmezdi başımıza! Dedi… Türkan:
- Evet ya! Ayıp ettik, şimdi çeksek, cümle bu değilse, parasına yazık olacak! Çekmeyip sorsak, açtığımız belli olacak. Öğretmenliğe ramak kalmış insanların yapacağı şey mi bu? Dedi…
Ben hem paylaştıklarına gülüyorum, hem de bir yorum getirmeye çalışıyorum, mantıklı bir şey benim aklıma da gelmiyor. Günümüze indirgeyip:
- Fitnat, bu açmak fiiliyle türeyen bütün kelimeler, tehlikeli demek ki arkadaş! Dedim…
- Aç, açmak, açılmak, açılım… Diye sıralasak, lastikli dilimizde ne anlamlar çıkar değil mi? Haklısın! Dedi…
- Naaptınız o gün sonra?
- Rabia’yı dinledik!
- Ne dedi ki Rabia?
- Yaa açtık ama açtığımızı söyleyemeyeceğimize göre; biz bu işin aslını öğrenemeyeceğiz ama sorumluluk da almamış oluruz! Çekelim kıızlarr çekelim! Dedi…
Çektik ama ağzımıza pelesnk oldu ‘’Körüden Geçti Gelin!’’ türküsü…
Kim kimin gözünün içine baksa, gülmesi geliyor. Bunu engellemek için de başlıyor türküye…
Köprüden geçtiii gelin;
Saç bağı seçti gelin;
Diloooyy loy,
Halden bilmez ne fayda;
Söz anlamaz ne çare…
Gülşen kızarıyor, bozarıyor…
- Aşk olsun kızlarrr yaa! Demesiyle biz hepimiz salağa yatıppp:
- Ne oldu ki? Bir anın mı var bu türküyle? Biiiz neeerdeen bilelim kardeş, diyoruz.
O da her seferinde susuyor…
İnanıyor mu? İnanıyor gibi mi yapıyor? Bilmiyoruz ama biz, günün her saatinde bu türküyü söylemeye devam ettikçe; ben hızımı alamadım, merakımı da yenemedim, bir gün Gülşen’e sordum:
- Bak arkadaş yanlış anlama. Eğer yazmak istediğin cümle o değildiyse, yenisini çekmen için söylüyorum. Senin telgrafı çektik biz o gün! Kusura bakma, açmıştık ama! Kızacaksın diye de söyleyemedik de...
Benimkisi meraktan çok özür dileyip, hani eğer ‘’telgrafa böyle bir cümle niye yazayım canım? Cebimdeki kâğıtları karıştırmışım’’ diyeceksen. Haberin olsun istedim. Telgraf çektim, haberi ulaştırdım rahatlığındaysan; haber ulaşmadı arkadaş!
Yaa orada ‘’köprüden geçti gelin’’ yazıyordu sadece. Eğer doğru cümle buysa; Allah aşkına niye şifreli konuşuyorsun ki babanla? Ne anlama geliyor bu şimdi? Dedim…
- Ammaaannn siz kabul etmeseniz de, ben açtığınızı anlamıştım ki! Ama siz olayı türküyle bir anın vardı? Nerden bilelim? Noktasına çekince, üzerinize varmadım. Booş veerrr! Dedi…
Bendeki merak, ikiye katlandı sanki o anda, ısrar ettim:
- Tamam, senin telgrafın adrese ulaştı, baban mesajı aldı! Yaaa Allah aşkına; bu ne anlama geliyor? Baban ne demek istediğini anlayabilmiş midir? Bak biz kaç kişiyiz! Bu mesajın açılımını yapamadık! Dedim…
Çok anlamsızca bir şey söylüyormuşum gibi baktı yüzme Gülşen ve:
- Niye anlayamasın ki? Buraya niye geldik hepimiz, bu yazın sıcağında? İkmallere! İlk imtihanımın matematik olduğunu, babam da biliyordu. Ne demişim: ‘’Köprüden geçti gelin!’’
Bunda anlaşılamayacak bir şey mi var? Yani sonuçlar okundu, matematik tamam, sıra fizikte…
Demez mi Gülşen? Dedi ve devam etti:
- Kadriye faacebookta fotoğraflarını yayınlıyorlar ya! Benim aklıma, hep o yıllarda yaşadıklarımız, anılarımız geliyorrr ve ben; kooppuyyorummm arkadaş!
Dedi Fitnat… MSN de…
Emekliliğin hoş yanları bunlar da…
Çalışırken mesaiden mesaiye koştururken; bu tür geyik muhabbetlerine zaman mı ayırabiliyorduk?
Emeklilikte benim zaman ayırdıklarımın başında ‘’Sivil Toplum Örgütleri’ En çok alanı kapsadı belki de ama inanın siyasi partiler yasası değişmedikçe, bu tür saf ve temiz vatandaşların, dernek ve siyasi partilerde zaman harcaması, sadece bireysel menfaat peşinde koşan mehmetlerin, değirmenine su taşımaktan ibaret arkadaşlar.
Gece bugünkü toplantı izlenimlerimi de yazarak, sizlerle paylaşmak istiyorum. Seçimlerde bugün görebildiğimi sandığım oluşumlar gerçekleşecek mi? Onu da zamanı gelince, hep birlikte göreceğiz nasıl olsa…
Saygılarımla, hoşça kalın...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Eline sağlık hocam;
Oysa her birimizin öğrencilik dönemlerine ait anıları yok ki!
Ama sizin gibi akıcı bir dille bunu kaçımız paylaşabiliyoruz ki?
Sitenize girdim ve çoook sevdim; bu adresi yakın arkadaşlarımla da paylaşma sözü veriyorum:)
Bu sitede ben insan kokusu aldım, inanın; sevgi ve saygılarımla...