19.06.2010

BU KADARI DA FAZLA

Kültürümüz, normlarımız, alışkanlıklarımız, alışamadıklarımız, kanıksadıklarımız, şaşkınlıklarımız, şaşırdıklarımız…
Siz de farkında mısınız? Gün içinde tanık olduğumuz ve de duyduğumuz ne çok şeylere şaşırır olduk! Şaşırmak dilimize, öğretilerimize yenice girmedi de! Her birimiz ‘’Bu kadarı da fazla ama!’’ diyerek, kabullenemeyeceğimiz ne çok acınası hallerle karşılaşır olduk! Yaşadığımız adreslerde her birimizin bir aşağıdaki veya üç yukarıdakine göre daha sıkça kullandığımız yollar vardır.
Her sokağa ait ayrıcalığı olması gerekirmişçesine. Bazısındaki yaseminleri bir diğerindeki bahçeli evleri, o sokağın kendisine has özelliklerinden sayarım.
Bugün en sık geçtiğim sokağa girdiğimde fark ettim, yıllar yılı gördüğüm ve olduğu gibi kabullendiğim bir durumu, bugün beynim kabullenmedi ve bana, karşı taraftaki yalvaran gözlerin beklentisini yapmama izin vermedi. Beynimin emrine uyup, yoluma devam edebileceğimi sandım, yaklaşık elli metre yürüyebilmiştim ki bu kez yüreğim baskın çıktı!
Beynimle, yüreğimi çatıştıran durum mu? Yaşlı bir teyzenin evinin kapısının önünde oturarak, gelen geçene laf atıp, bakışlarıyla kendisine acındırıp, bir ekmek parası istemesi haliydi, çatışmanın sebebi. Bir zaman sonra istemesine gerek kalmadan; bakışlardan ve ille de laf atıp seni yolundan alıkoymasının sebebini bildiğin için gereğini yapmak zorunda hissediyorsun kendini…
Bugün, beynimle yüreğimin arasında sıkışmış bir halde kalan ayaklarım, beni hemen yanı başımdaki işyerine götürdü ve mekana hizmet talebiyle girdiğimi düşünen genç bana:
- Buyrun ne arzu edersiniz? Dedi…
- Sürekli kapısının önündeki merdivende oturan şu yaşlı komşunuzu tanıyor musunuz? Çoluk çocuğu yok mu merak ettim? dedim…
- Var, dedi…
- Farklı bir yöntemle yıllardır resmen dilencilik yapıyor bu teyze; beklentisine karşılık vermeden geçmek istedim ama bu kez merağıma yenik düşüp, gerçekten ihtiyacı var mı? Çoluk çocuğu varsa bu kadıncağız, neden bu halde? Sorularından rahatsız oldum. Komşunuz olduğu için de biliyorsanız öğrenmek istedim…
Derken ben, iş yerinin sahibi girdi araya:
- Olmaz mı hanfendi? Polis, zabıta bıktı bu kadından, önünü alamıyorlar, dedi…
- Çocukları yardım edemeyecek durumda mı? Dedim…
- Bu sokak okul ve işyerleri dolayısıyla çok işlek, sürekli bir hareket var burada. O da yıllardan beri sizin de dikkatinizi çektiği gibi kapısının önünde oturarak, gelene gidene laf atıp, kendisine acındırarak dilencilik yapıyor da. El ayak çekilince her akşam o merak ettiğiniz çocuklar gelip, hasılayı toplayıp gidiyorlar! Diye ekledi…
Yüreğimle beynim arasındaki çelişkinin, merağa dönüşmesi sonucunda öğrendiklerim, beni şaşırttı! Mendil satan çocukları, sakat rolü yaparak dilenenleri, gün içinde çarpıp çırpması için belirlenen barajı aşamayanların, ertesi günkü hasılattan da olmamak için patronlarınca dövülerek, işini adam gibi yapmasının sağlandığını ve dayak korkusuyla ertesi gün daha çok kap-kaç yaparak, patronundan aferin alanları biliyorduk da!
Çocukları tarafından çok farklı bir yöntemle dilenmeye, akşamki hasılat için zorlanan anaların varlığını bilmiyormuşum, bugün öğrendim! Ya siz, tahmin edebilir miydiniz böyle bir durumu? Ben edemeyenlerdenim ve şok oldum, paylaşmak istedim. Sahi neler oluyor bize?
Tahmin edemediğim ne çok şey var bir bilseniz. Internet sayesinde uzaklıkların hükmü kalmadı; istediğin her şeyi tanıdığın, tanımadığın bir çok kişiyle paylaşabiliyorsun ve de tanımadığın insanların zamanını çalıp, yorumlarını da alabiliyorsun. Mesela yazarak Internette paylaştıklarımdan dolayı, aşağıda aldığım notlara benzer yorumlar da hiiiçç tahminlerimin arasında değildi.
‘’ Ya olduğun gibi görün! Ya da göründüğün gibi ol’’ sözünü değiştirenler olmuş; fark edince çok güldüm. Derler ki:
‘’ Internet ortamında sadece yazmak hüner değil, aynı zamanda uygulayabilmelisin de…’’
Bir başkası da:
‘’Sadece yazarak değil, bazı şeylere yaşanarak da anlam kazandırılır!’’
Birbirimizi hiç tanımıyoruz üstelik…
Oysa ben kurgudan uzak, paylaşmaya değer bulduğum, yaşanmışlıklarımı yazıyorum. Bu kadarı da fazla diyebilecek, ne çok şaşırmışlıklarımız olmaya başladı…

Hiç yorum yok: