19.09.2009

Kimsesizlerin Kimsesi


Ramazan Bayramı Arifesinde sizinle paylaşmak istediğim konu, pek iç açıcı olmayacak ama ileriye dönük beklentilerimin arasında saydığım için yazma gereği duydum. 22.08.2009 da Büyük Tire Gazetesinde bir haber vardı. Haber başlığını yazınca bu haberi okuyanlar anımsayacaktır. Çünkü internet sayfasında kaldığı sürece, gazetenin en çok okunan haberleri arasındaydı. Benim en son gördüğümde, 385 okunma tıkı almıştı bu haber. ‘’ZORLA DEĞİL NİŞANLIMI SEVİYORUM’’ du haberin başlığı…
Habere konu olan kişi 14’ünde olunca; söylediklerini okuduğumda içim acıdı ve bir yorum yazdım o gün, bu habere. Ramazanın ilk günleriydi; bu gün de arife! Yorumu olduğu gibi sizlerle paylaşınca, vurgulamaya çalıştığım mesaj ortaya çıkacak. Yorum şöyleydi:

Kasap kalfası olarak çalışan babamın geliri belli, evde altı kardeşiz, burada herkes zorla evlendirilmek istendiğimi düşünüyor. Seneye kemik yaşımı da büyütüp, babamın rızasıyla evleneceğim!

İfadeleri bu ülkedeki çocuktan ve kadından sorumlu bakanımızın dikkatine tez elden ulaşır inşallah! Hararetle devam eden Demokratik Açılım Paketine, insanca yaşam haklarımızın kazanımlarını sağlama projesinin de eklenmesini umut ederken!

Sevgili Tireliler; bu çağrıma lütfen kulak verin. Bu çocuğumuzun, kemiklerinin baba ocağında, mahkeme kararına gerek kalmadan, doğal süreci içinde gelişmesi için bir kampanya başlatalım ve! Bu çocuğumuzu el birliği ile çok küçük meblağların, aynı havuzda toplanmasını sağlayarak, insan olmanın en güzel örneği olan yardımlaşma duygumuzu harekete geçirerek, madem ‘’okulumu çok seviyorum’’ diyor bu kızımız! En doğal olan eğitim hakkını, kazandırmada birbirimize destek olup, topluma farklı bir birey olarak kazandıralım!

Ben kendi adıma bu çocuğun adına açacağım banka hesap numarasına, ilk etapta, şimdilik sadece 100.00TL yatırarak! Sizlerin de şu ramazan ayının fitrelerinizi bu hesaba yatırmanız çığlığını sizlere duyurmak istiyorum! Kızımıza da sadece bir şartımız olsun! Önce eğitimini tamamlasın! Sağlıklı düşünebilme yaşına gelince de kimi eş olarak seçeceği; zaten bizi ilgilendiren bir konu olamaz! Ama ne zaman? Üniversite eğitimini tamamladığı zaman… Cep ve ev telefonumun numaralarıyla, mail adresimi yazarak; bana ulaşacak duyarlı ellere en kısa zamanda kavuşmak umuduyla; deyip mesajımı sonlandırmıştım! 22.08.2009 saat 16.44 de…

Sağ olana zaman su gibi akıp gidiyor, işte ramazan ayı bitti ve bayram arifesine geldik bile! Benim yüreğim bu süre içinde kuş misali çırpındı durdu! Gelecek telefon veya mailleri beklerken! Bu beklentim doğrultusunda telefonlarım hiç çalmadı; maile bir tek mail gelmedi…

Oysa beklediğim aramalar olsaydı ben onlara:
- İki yüz kişiye ulaşalım ve her birinden, dört yıl boyunca, her ay, sadece 5.00TL vermelerinin sözünü alalım! Bu paraların bankada açacağımız hesaba aktarılmasında da biz kendimizi sorumlu sayalım diyecektim! Bu da ayda 1000.00TL eder değil mi?
Bayramdan sonra sizlerle, toplumda kendisini çok yalnız ve çaresiz hisseden kimselere uzatılan ellerin, sonunda ufacık yardımlarla; nasıl da kocamaaannnn mutluluklara ulaşabildiğini, yaşanmışlıklarımdan kısa alıntılarla paylaşmak istiyorum.
Kimsesizlerin kimsesi olabilmeyi! İnsan olmanın en önemli, en güzel yönü olarak görebilenlerden olmanız umuduyla; şimdilik hoşça kalın…

Hiç yorum yok: